24 Eylül 2012

Hiçliğe Yakılan Sigara



Ben her şeyi sigaraya benzetiyorum aslında. Şarkıları, geceyi, yaşamı, aşkı… Ve aşk içtiğim en ağır sigara sanırım. Her nefesimde boğazımı kavurup ciğerlerimi boğdu, kalbimi sıkıştırıp beni tüketti ama ben bir bağımlıyım. Aşkın bilinmeyen bir yan etkisi daha vardı: hiçlik… Aşk bittiğinde, o gecenin karanlığında arka fonda o şarkı çalarken yaktığım o sigarayla birlikte başladı hiçlik. O son sigarayı içerken her nefeste ruhumu üfürdüm yıldızlara ve kaldırımlara savurdum kendimi  külleriyle. Geceleri sokak lambalarının ışıklarıyla nasıl da güzel sokaklar. Onun gülümsemesi de böyleydi sahi. Ben sokak köpeklerinin gezindiği, simsiyah asfalt gibi karanlık bir sokaktım içinde bir serserinin volta attığı. Ve onun gülümsemesi karanlığıma anlam veren, serseriye yolunu gösteren bir sokak lambası gibiydi. O lamba söndü ve her şey karardı. Asfalt ruhum karardı ve serseri yolunu kaybedip bir köşede ölü bulundu. Şimdi sokaklarımdan kimse geçmeye cesaret edemiyor. Köpekler uluyor sokak lambasının altında ve herkes korkuyor seslerden. Ceset kokusu midemi bulandırıyor, güneş doğmayan kaldırımlarımda gecenin cazibesiyle kendimden geçiyorum. Bir sigara yakıyorum, koru gözümü alıyor. Pervane olup kora doğru uçuyorum, alev alıyorum sigaramın ucunda. Kendi dumanımı ciğerlerime çekip üfürüyorum yıldızlara ve küllerimi kaldırımlara savuruyorum. Sokak lambasını altında uluyup yolumu kaybediyor ve bir köşede ölüyorum. Cesedimin başında siyahlar içinde yas tutuyorum. Ağladığımda gece süzülüyor gözlerimden ama hiçbir güneş doğmuyor gözyaşlarıma. Bir sigara yakıyorum yokluğuna, derin bir nefes alıyorum ve sonrası hiçlik…

                                  
                                 

                                    " ah bir ateş ver sigaramı yakayım "



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder